ABD Adalet Bakanlığı, Jeffrey Epstein soruşturmasına ilişkin kamuoyunda uzun süredir beklenen belgelerin tamamını değil, yalnızca bir bölümünü yayımladı. Açıklanan dosyalar, “Epstein Files Transparency Act” kapsamında erişime açılırken, belgelerin önemli bir kısmının karartılmış olması tartışmaları da beraberinde getirdi.
Yayımlanan belgeler arasında ifade tutanakları, bazı yazışmalar ve görsel materyaller yer alırken; mağdur gizliliği ve devam eden hukuki süreçler gerekçe gösterilerek çok sayıda bilgiye erişim kısıtlandı. Adalet Bakanlığı, dosyaların kalan bölümlerinin ilerleyen aşamalarda paylaşılacağını açıkladı.
Belgelerin yayımlanmasının ardından kamuoyunda en çok dikkat çeken detaylardan biri ise, “TRUMP” ismiyle yapılan aramalarda herhangi bir sonuca ulaşılamaması oldu. Bu durum, özellikle sosyal medyada ve ABD basınında geniş yankı uyandırdı. Bazı çevreler bunun dosyaların eksik yayımlanmasından kaynaklandığını savunurken, muhalif kanat ise sürecin şeffaf yürütülmediği görüşünü dile getirdi.
ABD’li Demokrat siyasetçiler ve insan hakları savunucuları, Epstein dosyalarının tam ve eksiksiz şekilde kamuoyuna açıklanması çağrılarını yineledi. Özellikle Epstein’ın siyaset, finans ve medya dünyasıyla kurduğu ilişkilerin tüm yönleriyle ortaya konması gerektiği vurgulandı.
Adalet Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, yayımlanan belgelerin hukuki ve etik sınırlar içinde hazırlandığını, mağdur haklarının korunmasının öncelik olduğunu belirterek eleştirilere yanıt verdi. Dosyaların tamamının ne zaman açıklanacağına ilişkin ise net bir takvim paylaşılmadı.
Epstein belgelerinin kademeli şekilde yayımlanması, ABD’de hem siyasi hem de toplumsal düzeyde şeffaflık ve hesap verebilirlik tartışmalarını yeniden alevlendirmiş durumda.



